Akdağ’ın yamacındaki medeniyet: Sagalassos
Antik şehir, 1706 yılında Fransız gezgin Paul Lucas tarafından keşfedilmiş.
Uzun yıllardan beri Sagalassos’ta kazı çalışmalarını yürüten Belçikalı Prof. Marc Waelkens’e göre şehrin kurucuları, Trans-Kafkasya üzerinden Anadolu’ya giriş yapan, Hititlerin bir kolu olan Luviler’dir.
Antik dönemde diğer bölge kentleri gibi çeşitli hâkimiyetler altına giren şehir, Büyük İskender’in kenti ele geçirmesi ile önem kazanmaya başlamış ve Sagalassos’ta büyük bir imar hareketine girişilmiştir. Büyük İskender’in ölümünden kısa bir süre sonrasında taht kavgalarına sahne olan Sagalassos
MÖ son çeyrekte Roma İmparatorluğu’na dahil olmuştur. Roma dönemi ile Sagalassos, Pisidia şehirleri arasında adeta bir başkent konumuna gelmiştir.
Şehir özellikle İmparator Hadrian döneminde tapınaklar, çeşmeler, hamamlar ve sütunlu caddeler, pazaryerleri ile inşa edilmiştir. Sagalassosluların Hristiyanlık ile tanışması MS. 4 yy başlarına denk gelmektedir. Bazı Hristiyanlık kaynakları Aziz Pavlos’un Perge ve Pisidya Antiocheia’nın (Yalvaç) yanında Sagalassos’a da uğradığını ve kenti ziyaret ettiğinden bahsetmektedir.
Bizans döneminde, MS. 6. Yy ve 7. Yy’da bölgede yaşanan iki büyük deprem, veba salgını ve politik karışıklıklar Sagalassos’un sonunu hazırlamış 13.yy itibarı ile bölge Selçukluların hakimiyetine geçmiştir.
Sagalassos ziyaretinde gezilmesi önerilen kalıntılar:
Neon Kütüphanesi
Helenistik Çeşme
Hereoon
Antoninler Çeşmesi
Roma Hamamı
Apollon Tapınağı
Sütunlu Cadde
Agora
Marcellum
Büyük Tiyatro
BURDUR MÜZESİ
İlk kuruluşu 1956 yılına dayanan ve 2001 yılında tadilat geçiren Burdur Müzesi 2008 yılında “Gezilip Görülmeye Değer Müze” ödülünü alarak Avrupa’nın sayılı Müzeleri arasında yerini almıştır.
Müze de Neolitik, Erken Kalkolitik, Eski Tunç Çağı buluntuları, Sagalassos Antik Kenti’nde yapılan kazılarda ortaya çıkarılanlar, Roma İmparatorları Hadrian ve Marcus Auralius un heykelleri, Çevre Antik Kentlerden elde edilen buluntular sergilenmektedir.