Pamfilya’nın başkenti: Perge

Perge Antik Kenti, Antalya’nın doğusunda, şehir merkezinden yaklaşık 17 km uzaklıkta Aksu ilçesi sınırları dâhilinde bulunan, Antik çağda Pamfilya adı ile anılan bölgeye başkentlik yapmış bir şehirdir.
Pamfilya’nın başkenti: Perge

Bölgede ilk yerleşimin ne zaman başladığı kesinlik kazanmamış olmakla birlikte, Hitit kaynaklarında varlığı görülen “Parha” kenti MÖ. 1200’lere, özellikle de 1946 yılında Ord.Prof.Dr. Arif Müfid Mansel ile başlayan, takibinde Prof. Dr. Jale İnan, Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu tarafından antik kentin akropol bölümünde yürütülen çalışmalarda ortaya çıkarılan seramik, opsidyen ve çakmaktaşı buluntular, kent tarihinin erken Tunç Çağı’na, Cilalı Taş Devri’ne kadar uzandığını göstermektedir. Antik Yunan kaynakları söylencelerine göre ise Truva savaşları sonrasında Helenli Akhaların güneye inip Pamfilya bölgesine gelerek Silyon, Perge, Aspendos gibi şehirleri kurduklarını anlatmaktadır.

Bugünkü Akropol bölgesinde başlayan ve tarihi süreçte gelişen Perge’nin büyümesinde, günümüzde ulaşıma uygun olmayan, ancak antik dönemde bölgenin verimli topraklarını sulayan, kent içinin deniz ile ulaşımını sağlayan Kestros Nehri’nin (Aksu Çayı), önemli bir rol oynadığı gerçektir. Hristiyanlık kaynaklarının Aziz Pavlos ve müridlerinin, Kıbrıs’ın Paphos Limanı’ndan çıkıp yelkenli gemiler ile Perge’ye ulaşmasını anlatması, buna en büyük kaynaktır.

Tarihin çeşitli evrelerinde bir dönem Pers egemenliğinde, daha sonra Büyük İskender yönetiminde, bugünkü Antalya’nın (Attaleia) Helenistik dönemdeki kuruluşuna kadar Pamfilya bölgesinin en önemli liman kentlerinden biri olmuştur.

Kentin tarihsel gelişimi incelendiğinde, ilk parlak dönemini Helenistik, altın çağını Roma döneminde, son parlak çağını da Doğu Roma İmparatorluğu / Bizans döneminde yaşadığı görülmektedir.

 

Helenistik dönemde şehir akropolden aşağı doğru genişleyerek güçlü surlar ve bunları destekleyen kuleler ile güçlendirilmiş, kent düzenli, planlı bir şekilde imar edilmiştir. 12.000 kişi kapasiteli, günümüze ulaşan en iyi at nalı şeklindeki stadyum olan anıtsal yapı bu dönem eserlerindendir. Perge’nin yine bu dönemde ünlü Yunanlı Matematikçi Apollonius vatanı olduğu da bilinmektedir.

 

Altın çağ olarak tanımlanan Roma döneminde ise MS 120 yıllarında Plancia Magna adlı kadın yöneticinin, Roma İmparatorlarının önderliğinde kent büyük mimari gelişme göstermiş, anıtsal çeşmeler, sütunlu caddeler, heykeller, hamamlar, pazaryeri ve tabanları mozaikler ile süslü dükkanlar ile imar edilmiş.

 

Kentin son parlak dönemini yaşadığı Bizans döneminde ise Aziz Pavlos’un Anadolu’nun içlerine gitmek için kullandığı Pisidia Antiochia’sı yolunun başlangıcının Perge olmasından dolayı, kent adeta bir metropolitlik merkezi haline gelmiştir.

 

Perge MS 8. Yy’dan itibaren bölgeye Arap istilalarının başlaması ile önemini yitirerek, Hristiyan toplulukların iç bölgelere göçü ile önemini kaybetmiştir.

 

Perge ziyaretinde gezilmesi önerilen kalıntılar:

Tiyatro

Stadyum

Roma Kapısı

Helenistik Kapı

Hadrianus Takı

Septimius Severius Çeşmesi

Güney Hamamı

Sütunlu Cadde

Kestros Çeşmesi

Agora ve Dükkanlar