Tarihten gelen zenginlik: Antalya

Antik Çağda “verimli topraklar” anlamına gelen Pamfilya bölgesinin en önemli kentlerinden biri olan Antalya yöresinin tarihi, insanlığın Anadolu da görülmeye başladığı çağlara, MÖ.50.000’lere kadar uzanır.
Tarihten gelen zenginlik: Antalya

Karain ve civarında yaşayan Paleolitik çağı insanı, iki veya üç günlük uzaklıkta olan bu bölgelerde de mutlaka yaşamışlardır. Bölgede yapılan araştırma ve arkeolojik kazılar, bölgenin MÖ 2000 yılından itibaren sırası ile Hitit, Pamfilya, Likya, Pisidia, Kilikya gibi kent devletlerinin hakimiyetine girdiği, takibinde Perslerin bölgeyi ele geçirerek hüküm sürdüğünü, Büyük İskender’in Anadolu’yu Pers hakimiyetinden kurtarması ve Asya içlerine geçmesi ile Büyük İskender’in generallerinin bölgeye hakim olduğu görülmektedir.

Helenistik dönemde, Bergama Krallığı’nın sınırlarını Pamfilya bölgesi içlerine kadar genişletmesi ile bölgenin stratejik önemini dikkate alan Bergama Kralı II. Attalos, deniz seviyesinden yaklaşık 30 m yükseklikteki düz Plato üzerine bir liman kenti kurulmasını emrederek günümüz Antalya’sını kurmuş ve “Ataleia” olarak isimlendirmiştir. Günümüzde Kaleiçi ve antik liman olarak adlandırılan semtleri çevreleyen surların bu dönemde inşa edildiği bilinmektedir.

Bergama Krallığı’nın son bulması, parçalanması ile kısa bir müddet bağımsızlığına kavuşan Ataleia, bir müddet Akdenizli korsanlar tarafından yağmalanmış, Romalıların korsanları bölgeden temizlemesi üzerine Roma topraklarına dahil edilmiştir. Roma dönemi, özellikle de MS. 2. ve 3. yy. Antalya’nın altın çağını yaşadığı dönemler olmuştur.

Roma İmparatoru Hadrianus’un ziyareti şehrin gelişmesine büyük katkı sağlamış, bu ziyaret anısına Hadrian Kapısı yapılmış ve şehrin doğu cephesini çevreleyen surlar güçlendirilmiştir. Roma İmparatorluğu’nun Doğu ve Batı olarak bölünmesi ile Doğu Roma toprakları sınırları içinde kalan Ataleia, Bizans döneminde bölgenin piskoposluk merkezi olmuştur.

MS. 7. yy itibaren stratejik konumundan dolayı Ataleia; Rodos, Ceneviz, Arap ve Haçlı şövalyelerinin saldırılarına maruz kalmış, zayıflamış, 11. Yy.’da kısa bir müddet için Selçukluların hâkimiyetine girmiş ancak Bizans tarafından tekrar geri alınmıştır.

1207 yılında kent tekrar Selçuklular tarafından geri alınmış ve bu tarihten itibaren Türklerin hâkimiyetinde kalmıştır. Günümüzde Antalya tarihi, Kaleiçi, yat limanı, Yivli Minare Camii, Hadrian Kapısı, şelaleleri, plajları ve çarşıları ile Türkiye’nin en önemli turistik merkezlerinden biri olmuştur.

Antalya kent ziyaretinde gezilmesi önerilen kalıntılar:

Hıdırlık Kulesi

Hadrian Kapısı (Üçkapılar)

Kaleiçi

Antik Liman

Yivli Minare Camii

Düden / Kurşunlu Şelaleleri

Antalya Arkeoloji Müzesi